11. Hud Suresi 104. ayet Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

Biz onu sayılı bir sürenin (ecelin) dışında ertelemeyiz.
وَمَا نُؤَخِّرُهُٓ اِلَّا لِاَجَلٍ مَعْدُودٍۜ
Ve ma nuahhıruhu illa li ecelin ma'dud.
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | Hud suresi 104. ayet

Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Biz onu sayılı bir sürenin (ecelin) dışında ertelemeyiz.
Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü
Biz onu ancak süresi belirlenmiş bir ömür dolayısıyla geciktiriyoruz.
Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Biz kıyamet gününü sadece sayılı bir müddete kadar bekletiriz.
Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Biz onu ancak belirli bir zamana kadar erteliyoruz.
Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi
Onu ancak sayılı bir süre için erteliyoruz.
Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Ve biz onu ancak sayılı bir ecel için te'hir ediyoruz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Biz, onu ancak belirli bir süre için geciktiriyoruz.
Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Biz onu (kıyaamet gününü) ancak sayılı bir müddet için gecikdiririz.
İbni Kesir
Biz, o günü, ancak sayılı bir süreye kadar erteleriz.
Muhammed Esed Kur'an Mesajı
Ve o Gün'ü Biz, belli bir sürenin dışında artık ertelemeyeceğiz.
Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Biz, o günü belli bir süreye kadar erteleriz.
Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali
Biz o günü ancak belirli bir müddete kadar erteleriz.
Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Biz onu, sadece sayılı bir süre için erteliyoruz.
Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali
Biz onu, sadece belirli bir süre için erteliyoruz.
Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an
Ve o günü Biz, ancak sayısı (Bize malum) bir süreye kadar erteleriz.
Erhan Aktaş Kerim Kur'an
Onu geciktirmemiz belli bir süreye kadardır.
Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an
Onu geciktirmemiz belli bir süreye kadardır.
Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek
Belirli bir sürenin dışında, onu ertelemeyiz.
Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali
Biz onu, süresi belirli olduğu için öne almıyoruz.
Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi
Onu ancak sayılı bir süre için erteliyoruz.
Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir
Biz onu (kıyamet gününü) sadece (belirlenmiş) sayılı bir süre için ertelemekteyiz.[1]
Əlixan Musayev
Biz onu sadəcə müəyyən olunmuş vaxtadək təxirə salmışıq.
Bünyadov-Məmmədəliyev
Biz onu yalnız müəyyən bir müddət üçün təxirə salmışıq.
Ələddin Sultanov
Biz onu (axirət gününü) sadəcə müəyyən bir vaxta qədər təxirə salırıq.
Rashad Khalifa The Final Testament
We have appointed a specific time for it to take place.
The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation
And We do not delay it except to a term already prepared for.
Edip-Layth Quran: A Reformist Translation
We do not delay it except to a term already prepared for.
Marmaduke Pickthall
And We defer it only to a term already reckoned.
Abul A'la Maududi Tafhim commentary
Nor shall We withhold it except till an appointed term.
Mohamed Ahmed - Samira
We are deferring it only for a time ordained.
Muhammad Asad
and which We shall not delay beyond a term set [by Us].
Abdel Khalek Himmat Al- Muntakhab
The Day We delay but to a predetermined point of time.
Progressive Muslims
And We do not delay it except to a term already prepared for.
Syed Vickar Ahamed
And We delay it only for an (already) fixed term.
Sahih International (Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
And We do not delay it except for a limited term.
Bijan Moeinian
The Last Day (which is not too far away) will take place at its appointed time.
Mahmoud Ghali
And in no way do We defer it except to a term (already) fixed (Literally: numbered)
E. Henry Palmer
We will not delay it, save unto a numbered and appointed time.
Hamid S. Aziz
Verily, in this is a sign to him who fears the torment of the Hereafter - that is a Day unto which mankind shall be gathered, and that is a Day of Witness (a Day pointed to by events, a Day when testimony is given about the deeds of men, a Day which will be seen by all, a Day when the consequences of action come home. )
Arthur John Arberry
and We shall not postpone it, save to a term reckoned;
Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation
And We delay it not save to a set term.
Эльмир Кулиев
Мы отсрочим его лишь до определенного срока.