56.
Vakıa Suresi
Elmalılı Hamdi Yazır
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
2. Olmaz vak'asına yalan diyen dil
4. Yer bir sarsılış sarsıldığı
5. Dağlar bir serpiliş serpildiği
6. Hepsi dağılıp berheva bir heba olduğu
7. Siz de üç sınıf olduğunuz zaman
8. Ki sağda "Ashab-ı Meymene": Ne "Ashab-ı Meymene!"
9. Solda "Ashab-ı Meş'eme": Ne "Ashab-ı Meş'eme!"
10. İlerde sabikun, işte o sabikun
11. (11-12) Onlar ne'ıym Cennetlerinde mukarrebun
12. (11-12) Onlar ne'ıym Cennetlerinde mukarrebun
15. Murassa' tahtlar üstünde
16. Karşı karşıya kurulmuşlar
17. Pırlanır etraflarında muhalled evladlar
18. Kübler ve ibrıklerle me'ıynden bir piyale
19. Ne başları ağrıtılır ondan ne de irer zevale
20. Meyve beğendiklerinden
21. Kuş eti istediklerinden
23. Saklı inci timsalleri gibi
24. İşledikleri amellere mükafat için
25. Ne bir boş laf işidirler orada ne de bir te'sim
26. Ancak bir kelam: Selamen selam
27. Ashabı yemin ise ne Ashab-ı yemin!
33. Ne eksilir, ne men'edilir
35. Biz etmişizdir de onları yeniden inşa
36. (36-37) Kılmışızdır bir yaşıd ebkar-i şeyda
37. (36-37) Kılmışızdır bir yaşıd ebkar-i şeyda
41. Eshab-i Şimal ise ne Eshab-i Şimal!
43. Ve zifirden bir zıll-i mağmum içinde
45. Çünkü onlar bundan evvel mütrefin: Keyflerine düşkün şımarık müsrifin idiler
46. Ve büyük cinayete ısrar ediyorlardı
47. Ve diyorlardı ki: Öldüğümüz ve bir toprak, bir yığın kemik olduğumuz vakıt mi? Cidden biz mi mutlak ba'solunacakmışız?
48. Ya evvelki atalarımız da mı?
49. De ki: Muhakkak bütün evvelin ve ahirin
50. Labüd cem' olunacaklar mikatına ma'lum bir günün
51. Sonra siz, ey sapgın münkirler!
52. Labüd yersiniz de bir ağaçtan, zakkumdan
53. Doldurursunuz da karınlarınızı ondan
54. İçersiniz de üstüne o hamimden
55. İçersiniz hüyam ılletine tutulmuş kanmak bilmez develer gibi
56. İşte bu onların konuklukları o din günü (ceza günü)
57. Biz, yarattık sizi hala tasdık etmiyecek misiniz?
58. Şimdi gördünüz mü o döktüğünüz meniyi?
59. Siz mi yaratıyorsunuz onu yoksa biz miyiz yaratan?
60. Biz takdir ettik aranızda o ölümü ve bizim önümüze geçilmez
61. Kılıklarınızı değiştirmek ve sizi bilemiyeceğiniz bir neş'ette inşa etmek üzereyiz
62. Her halde ilk neş'eti biliyorsunuz o halde düşünseniz a
63. Şimdi gördünüz mü o ekdiğiniz tohumu?
64. Siz mi bitiriyorsunuz onu? Yoksa biz miyiz bitiren?
65. Onları elbet bir çöpe çeviriverdik de şöyle geveler dururdunuz:
66. Her halde biz çok ziyandayız
67. Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!..
68. Şimdi gördünüz mü o içdiğiniz suyu?
69. Siz mi indiriyorsunuz onu buluttan yoksa biz miyiz indiren?
70. Dilesek onu acı bir çorak ediverirdik o halde şükretseniz a
71. bir de gördünüz mü o çakdığınız ateşi?
72. Siz mi inşa ettiniz onun ağacını? Yoksa biz miyiz inşa eden?
73. Biz onu hem bir muhtıra kıldık hem de bir istifade; alandaki muhtaclar için.
74. O halde tesbih et rabbine azim ismiyle
75. Artık yok, o nücumun mevkı'lerine kasem ederim
76. ve filhakika o, bilseniz çok büyük bir kasemdir
77. ki hakıkaten o bir Kur'an-ı Kerim'dir
78. Öyle bir kitabda ki mahfuz tutulur
79. ona tertemiz temizlenmiş olanlardan başkası el süremez
80. Rabbül'aleminden indirilmedir
81. Şimdi bu kelama siz yağ mı süreceksiniz?
82. Ve rızkınızı tekzibiniz mi kılacaksınız?
83. O halde haydiseniz a can hulkuma geldiği vakıt
84. ki siz o vakıt bakar durursunuz
85. Biz ise ona sizden yakınızdır ve lakin görmezsiniz
86. Evet haydiseniz a dine boyun eğmiyecek, ceza çekmiyecekseniz,
87. onu giri çevirseniz a! da'vanızda doğru iseniz
88. Amma o mukarrebinden ise
89. artık bir revh-u reyhan ve bir Cenneti ne'im
90. Ve amma Eshab-ı Yemin'den ise
91. artık selam sana Eshab-ı Yemin'den
92. Ve amma o tekzib eden sapgınlardan ise
93. her halde konukluğu hamim
94. Ve yaslanacağı Cahimdir
95. İşte budur hakikat hakkulyakin
96. Haydi tesbih et Rabbına azim ismiyle